Erdoğan’ın oğlu ve damadı ile Yasin El Kadı.. Yakıştı mı?

Merhaba,

Başbakan Erdoğan Dolmabahçe ofisinde elliye yakın basın mensubu ile bir sohbet toplantısı yaptı.

Konuşulanların satır başlarını birçok gazeteciden okuduk.

Basında pek dikkat çekmeyen bir detay, kulağımı fena halde tırmaladı.

Başbakan, oğlu ve damadının Yasin El Kadı ile bir iş ilişkisi içinde görüştüklerini kabul ediyor, bunu eleştirmek isteyenleri haksız bulduğunu söylüyordu.

Continue reading

Takdir ve ödüllendirmede daha cömert olmalıyız.. Sivillere de madalya istiyoruz..

Merhaba,

Van Depremi’ne bağlı olarak ‘Takdir ve iltifattaki cimriliğimiz’i gündeme getirmek istiyorum..

Hem devlet olarak hem toplum olarak bizlere, mecbur olmadığı halde, gönüllü olarak hizmet edenlere ya da görevli iken de olsa üstün bir görev aşkıyla hizmet edenlere karşı nankörlük içindeyiz..

Toplum olarak bu insanlarımıza şöyle içten gönülden bir ”Allah sizlerden razı olsun!” diyemiyoruz.. Onları hak ettikleri şekilde onore edemiyoruz.. Ödüllendiremiyoruz..

Bunun ezikliğini duyuyorum..

Madalya dağıtımını fiiliyatta neredeyse sadece askeri personelle sınırlamışız..
Özellikle emekli olan generallerle.. Hele, şu son iktidar taş koyuncaya kadar.. Süresini doldurup emekli olan tek general yok ki.. TSK Üstün Hizmet Madalyası verilmiş olmasın..

Şehit yakınlarına ve gencecik gazilere verilen TSK Kıvanç Madalyaları için valilikler düzeyinde kimsenin ilgilenmediği basit törenler yapılırken bu general madalya törenleri neredeyse TV’lerden naklen yayınlanırdı..

TSK’nın madalya listesine ve madalyaların kimlere verileceğine dair açıklamalara Genekurmay’ın kendi sitesinden bakabilirsiniz..

TSK Şeref Madalyası barış zamanından bakın kimlere veriliyor: ‘Barışta bir yıl başarı ile Kuvvet Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı görevi yapanlara verilir.’ Şaka gibi ama gerçek..
Sen kalk devletin en üst makamlarından birisinde.. eldeki imkanların azamisi emrine verilmiş olarak görev yap.. Ne yaptığına nasıl yaptığına bakılmaksızın otomatik olarak madalyaya hak kazan.. Halbuki bu durumda asıl o şahsın kendisini bulunduğu makama getiren millete bu seçimi için teşekkür etmesi gerekmez mi?

Continue reading

”Beton binalar mezardır” demiştik.. ODTÜ’nün açıkladığı Van raporu doğruluyor..

Merhaba,

ODTÜ’nün Van raporu açıklandı.
Rapor, bir önceki yazımda değindiğim hususları doğruluyor.
Continue reading

Tevfik İzmirli – Binalarımız mezar gibi.. Betonu terk edip çeliğe dönmemiz şart..

Merhabalar,

1999 depreminden beri milletçe deprem uzmanı olduk.. TV kanallarında deprem sohbeti dinlemekten yorulduk.. Memlekette ne kadar jeoloji, sismoloji uzmanı varsa tükenmez bir iştahla dönüp dönüp aynı bilgileri tekrarlıyorlar.. Depremin merkezi yerin ne kadar altında? Şiddeti ne kadar? Gücü ne kadar? Yıkıcı etkisi ne kadar? Fayın ne kadarı kırıldı? Açığa çıkan enerji kaç Hiroşima’ya denktir?

Halbuki bu bilimsel analiz yağmurunun insanımıza pratik bir yararı yok.. Şu boyda ve derinlikte bir kırılmanın oluşması için gereken enerji yüz Hiroşima kuvvetinde veya iki yüz Hiroşima kuvvetinde olsa ne fark edecek? Kırılma yerin on kilometre altında ya da yirmi kilometre altında oluşmuş.. Bize ne? Tüm bu detaylar olup bitmiş bir deprem hakkında veriliyor..
Continue reading

Tevfik İzmirli – “Savaş askerlere bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir.” Sir Winston Churchill”

Merhaba,

Geçen yıllar içinde toplum olarak olgunlaştık.. Olaylara daha gerçekçi bakabiliyoruz.

‘Kürt sorunu’ denen sıkıntının, sadece askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini hepimiz anladık, öğrendik..

Konunun tarihi, siyasi, sosyal, hukuki, ekonomik, kültürel pek çok yönü var. Kabul..

İşin içinde, arkasında değişik yabancı güçler, dış parmaklar var. Kabul..

PKK bazı devletlerin taşeronluğu karşılığında onların teknik ve askeri desteklerini alıyor olabilir. Kabul..

Kürt vatandaşlarımızı PKK ile özdeşleştirmeyelim.. Bu, PKK’nın ekmeğine yağ sürer.. Bizi iç savaşa kadar götürür. Kabul..

Bu yüzden, Kürt haklarının iadesi yolunda atmakta olduğumuz adımlarda geri kalmayalım. Demokratik hakları en geniş anlamıyla tanımaya devam edelim. Silahlı külahlı bir takım adamların eylemleri yüzünden, doğru bildiğimiz yoldan sapmak büyük hata olur. Reaktif politika tuzağına düşmüş oluruz. Dizginleri karşı tarafın eline vermek anlamına gelir. Kabul..

Kendi vatandaşlarımızın hakkını hukukunu silahlı örgütün karşısında rehin olarak tutmayalım. Kabul..

Millet olarak konunun siyasi bilinç tarafında ciddi mesafe kat ettik. Artık daha akılcı düşünebiliyoruz.

Continue reading

Tevfik İzmirli – Işık Koşaner’e teşekkür edesim geliyor!

Merhabalar,

Işık Koşaner’e cevap vermeye kalksak lafın sonu gelmez.

Neresinden tutacaksın? Yıllardır gördüğümüz, anlatmaya çalıştığımız ‘Büyük kepazeliği, büyük zafiyeti, büyük çürümeyi’ anlatıyor.

Aslında söylediklerinin içinde bilinmedik, hayret edilecek herhangi bir detay yok. Ben de içeriğine hayret etmedim.

Hatta savunma konularına meraklı sivil bir vatandaş olarak, yıllardan beri yaptığım tesbitlerin bir genelkurmay başkanı tarafından doğrulanması gururumu bile okşadı.

Söyledikleri beni hiç mi üzmedi? Üzmedi.. çünkü askerimizin bu durumu beni uzun yıllardan beri zaten yeteri kadar üzüp duruyordu.

Ses kayıtlarını dinlerken, okurken içimden teşekkür etmek geldi. “Hay Allah senden razı olsun!” dedim.

Yıllardır bu zihniyeti, bu yetersizliği, bu kepazeliği göstermeye çalışanların haklılığını iki dakikada ispat ediverdi.

“Allah söyletiyor” derler ya.. tam o hesap.

Continue reading

Tevfik İzmirli – WikiLeaks XII – ABD Büyükelçisi’nin telgrafı.. – “Askeri istihbaratçı: PKK’ya ilaç sattık..”

Merhabalar,

Bildiğiniz gibi WikiLeaks, Türkiye telgraflarının yayımlanması için TARAF gazetesi ile anlaştı. TARAF, belli bir sıra takip etmeden, her gün  yayımladığı belgelerin hem tercümesini hem orjinalini basıyor.

Okuyucunun telgrafları daha iyi anlayabilmesi için telgraftan önce, o tarihteki olayları hatırlatan kısa bir açıklama yazıyorlar. Bu belgeler yüzünden başı sıkıntıya girebilecek korunmasız insanların isimlerini gizli tutuyorlar.

28 Mart, 2011’de yayımladıkları, ABD Büyükelçiliği’nin 18 Nisan, 2003 tarihli telgrafını aşağıda okuyabilirsiniz..

Saygılarımla,

Tevfik İzmirli

Continue reading

Neşe Düzel Röportajı – TARAF – Prof. Nur Vergin: “Elit sınıfın aşağılık kompleksi var..” – II –

“Muhafazakâr kesimde özgüven sorunu yok. Elit sınıf, aşağılık kompleksi içinde. Özgüveni yok.”

“Hiristiyan olmak suç değil. Müslüman olmak niye suç? “Arapların halini hiç görmüyorsun” deniliyor. Bütün Hıristiyanlar örnek alınacak durumda mı peki? İslam dininden bu kadar nefret, öz nefrettir.”

“Anadolu burjuvazisinin gerisine düşen bir siyasi partinin şansı da çok olmayacak. Onun gerisine düşen, bir sonraki seçimde geriler ve yerini daha yenilikçi partiye bırakır.”

“NATO’nun ikinci büyük ordususun. Ama PKK’yla baş edemiyorsun. Kiminle baş edemiyorsun? Birkaç binlik gerillayla. Hırsı, bölünme korkusunu çok besleyen bir neden olabilir bu.”

Continue reading

Neşe Düzel Röportajı – TARAF – Prof. Nur Vergin: “Kürt sorununu din kardeşliği yumuşatacak..” -I-

“Kürt sorununu toplum halledecek. Sorunun halli için “din kardeşliği” çok iyi bir faktör. Varoşlarda etnik çatışma yok. Çünkü insanlar Müslüman. Türkiye’yi yumuşatıcı bir faktör din kardeşliği.”

“Anayasa’dan laiklik sözcüğü tamamen kaldırılır ve onun yerine bir madde konur. “Din ve vicdan özgürlüğü, inananlar ve inanmayanlar için tamdır” denir ve mesele böylece kapanır.”

“Bazıları da, ‘Ezan Türkçe okunsun. Arapça okununca anlamıyorum’ diyor. Bunu diyenlerin çoğu zaten ezanla alakası olmayan insanlar. Peki sen ezanı anlasan namaza mı duracaksın?”

Continue reading

Tevfik İzmirli – Ayhan Çarkın içini döktü: “Demek ki insan değilmişim bu güne kadar..”

Merhabalar,

Gündemin ilk sırasını Libya olayları işgal ediyor.

Bu yüzden, Susurluk hükümlüsü, eski Özel Harekat polisi Ayhan Çarkın’ın açıklamaları gölgede kaldı, hak ettiği ilgiyi çekemedi.

Çarkın, kızı ile birlikte İstanbul’daki Nevruz kutlamalarına katılmış ve orada gazeteciler tarafından farkedilmesi üzerine “Sevdiğim iki Abdullah var.. Biri Abdullah Çatlı’ydı, diğeri de Abdullah Öcalan” sözleriyle başların kendisine dönmesine sebep olmuştu.

Gerçekten de Abdullah Çatlı’ya yakınlık duyan bir insanın Abdullah Öcalan hakkında böyle ifadeler kullanması başlı başına bir haberdi.

Bu haberlerin üzerine 22 Mart Salı akşamı, Cüneyt Özdemir CNN Türk’deki 5N1K programına kendisini görüntülü bağlantıyla konuk etti. Gayet ilginç bir söyleşi izledik.

CNN Türk’ün WEB sitesine bu programın tamamı henüz konulmamış. Google’dan arandığında, söyleşinin bölük pörçük de olsa değişik kısımlarına ulaşılabiliyor.

Şu iki videoyu sırayla izlerseniz, söyleşinin tamamına yakınını izlemiş olursunuz:

Continue reading