Tevfik İzmirli – “Şabloncu Papağan TV’de”
Merhaba,
30 Ağustos akşamı Habertürk TV’de Gündem programı.. İki konuk var. Birisi Prof. İhsan Bal. Diğeri Em. Korg. Erdoğan Karakuş. Konu bedelli askerlik, TSK’nın profesyonelleşmesi, vs.. Sıradan bir konu, sıradan bir program..
Dikkatimi çeken, programın içeriği değil.. Em. Korg.’in, programın başında yaptığı kısa kutlama konuşması..
Şu kısa konuşma bile, Korg.’lik rütbesine kadar yükselmiş, yani Harp Okulunda askeri tarih okumuş, Harp Akademisi’ni bitirerek kurmay subay olmuş, generalliğe yükselmiş bir Türk generalinin, nasıl, kendisine çocukken askeri lisede ezberletilmiş, saçma sapan tarih yorumunu, hala papağan gibi tekrarlamakta olduğu..
Ne kadar cahil, sığ, tarihi perspektiften yoksun bir zihin yapısında olduğu.. 30 Ağustos’u büyüteyim derken nasıl Cumhuriyet öncesini batırmaya çalışıyor. Tipik Kemalist tarih çarpıtmasının klasik bir örneği..
Em.Korg. Karakuş, lafa mealen şöyle başladı:
“Öncelikle milletimizin Zafer Bayramını kutlarım..Bu, dünya tarihini değiştirmiş bir zaferdir..322 Yıl sonra kazandığımız, dünyada, emperyalistlere, işgalcilere karşı kazanılan ilk zaferdir.. ilk kurtuluş savaşıdır.. dünyaya örnek olmuştur.. o devirde hür olan tek bir Müslüman devlet yoktu..vs.”
1.
At martini Debreli Hasan, dağlar inlesin. seni yalancı Kemalist!
Büyük taaruzdan 322 yıl geriye gidersek, 1600 yılına döneriz.. Yani 17. Yüzyıl’ın tam başı…o tarihten beri Ilk zafermiş.. Daha, 1638’de, IV.Murat’ın Bağdat fethi olacak..nankör general.. sen Bağdat’ı bırak biz bugün Hakurk kampına giremiyoruz.. ne diyorsun sen?
Daha II.Viyana Kuşatması’na tam 83 yıl var.. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın Viyana bozgunu 1683’de..
O bozgundan sonra daha ne zaferler var..cahil general..seni generali bırak subay yapanı bulmak lazım..acaba bu kadar cahil adamı başka hangi ordularda general yapıyorlar..bakmak lazım..
Baltacı Mehmet Paşa’nın Prut zaferine daha 111 sene var..Prut 1711’de..
Venedik’lilerden Mora’yı geri almamıza 125 sene daha var..
Bu asırda Osmanlı dört büyük Avrupa devletinin birleşmiş ordularına karşı savaşıyor..Venedik, Avusturya, Lehistan ve Rusya.. sadece PKK’ya karşı değil.. sen ya yalan söylüyorsun..ya tam cahilsin ya da seni sebze halinden getirmişler generalliğin çakma..
2.
Anadolu Selçukluları, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti, aynı devletin adıdır.. Batı Türkleri’nin devleti.. (bkz.İlber Ortaylı). Selçuklu’dan Osmanlı’ya hanedan değişmiştir, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e de rejim değişmiştir. Nasıl Fransa İmparatorluğu da, bugünkü Fransa’nın 5.Cumhuriyeti de aynı devletse…
Bu devlet tarihinin hiçbir döneminde ne sömürge olmuştur, ne koloni olmuştur, ne tamamen emperyalist güçler tarafından işgal edilip yönetilmiştir. Sevr, ne Meclis-i Mebusan, ne padişah tarafından onaylanmış bir metin
değildir. Resmen yürürlüğü söz konusu bile olmamıştır. Uluslararası anlaşmalar parlemento ve Devlet Başkanı (Padişah) onayı olmadan resmiyet kazanmaz. Zaten uygulanamamış bir projedir..
İstanbul resmen işgal edilip, Meclis-i Mebusan dağıtıldığında 16 Mart, 1920. Aynı meclisin, gelemiyenlerin yerine yapılan takviyelerle bu defa Ankara’da açılması 23 Nisan, 1920. Arada sadece 38 gün var. Yani? Yanisi şu ki, biz, kolonyalizm’e karşı mücadele eden bir Afrika ya da üçüncü dünya ülkesi değiliz ..Biz Cumhuriyet’e kabillelikten terfi etmiyoruz.. Arkamızda koca Osmanlı tarihi var. İmparatorluğumuzun çökmesi üzerine, Müslüman unsurun çoğunlukta olduğu, savunulabilir bir yurt parçasını vatan olarak elde tutmaya çalışıyoruz..
Sen benim atalarımı kolonyalizm boyunduruğu altında köleleştirilmiş (Afrika’daki koloni halkları), beyninin ırzına geçilerek efendilerinin lisanını benimsemiş (Tunus, Cezayir, Hindistan halkı), zavallı milletlerle nasıl aynı kategoriye koyarsın?..Atatürk’ü yüceltelim derken kendi atamızı, dedemizi, onların uygarlığını, gücünü mü aşağılayalım?.. o kolonilere benzettiğin Osmanlı’nın imar gücünü, askeri gücünü, organizasyon gücünü, lojistik gücünü Sırp’lara, Macar’lara, Arnavut’lara, Romen’lere, Bulgar’lara, Makedon’lara, Yunan’lılara, Irak’lılara, Suriye’lilere, Lübnan’lılara, Filistin’lilere, Mısır’lılara, Sudan’lılara,Ürdün’lülere, Yemen’lilere, Açe’dekilere, Libya’lılara, Tunus’lulara, Cezayir’lilere, Kırım’lılara, Moldovya’lılara, Ukrayna’lılara, Rus’lara, Polonya’lılara, Avusturya’lılara, Alman’lara, Hırvat’lara, Venedik’lilere, Ceneviz’lilere, Italyan’lara, İspanyol’lara, Malta’lılara, İran’lılara, Papalığa..bir sor bakalım..
Sonra da aç Prof. İdris Bostan’ın kitabını..oradaki haritaya bak bakalım.. XVII. Yüzyıldaki 90 (yanlış okumadınız doksan) Osmanlı tersanesi nerelere yayılmış?.. Bak bakalım, Kızıldeniz’de tersanemiz var mı?.. Bak bakalım, bugünkü Ukrayna kıyılarında kaç tersanemiz varmış..
Ne kolonisi, ne sömürgesi zeka özürlü adam!!.. Emperyal olan benim dedelerim…
3.
100 Büyük Türk yalanından biri de şudur, bizim Kurtuluş savaşımız, dünyaya örnek olmuş ilk bağımsızlık mücadelesidir..Yalanın kuyruklusu..şablonun bir numarası..
• ABD’nin bağımsızlığı 1776.. resmen Ingiliz kolonisi idi, silahlı mücadele ile kurtuldu..
• Yunanistan, 1832.. bağımsızlığını savaşarak bizden kurtardı
Bir yalanı çürütmeye iki delil yeter..bizden bağımsızlığını elde etmiş daha kimbilir kaç ülke var..tek tek uğraşmayalım bu general bozuntusu yüzünden..
Sonuç:
Arkadaşlar bakın.. tarihin bu Kemalist çarpıtması bir kısacık paragrafa kaç doğrudan yalan sığdırabiliyor. Kendi generaline yaptırdığı tarih analizine bir bakın.. nasıl bir orta okul çocuğu seviyesinde.. O paragrafta kelime halinde geçmeyen ama altında yatan kaç gerçek dışı “kabul” var.. çaktırmadan insanımızın zihinlerine damlatılıyor.. milletimizi aşağılık kompleksi içinde tutmak için kullanılıyor..
Şimdi ben de 30 Ağustos’un önemini anlatan ama yalan içermeyen bir paragraf yazayım bakalım:
“Bütün Milletimizin ve onun Silahlı Kuvvetlerinin 30 Ağustos Zafer Bayramını kutlarım..
Ağustos şanlı Türk tarihinin zaferler ayıdır.
Büyük Selçuklu Sultanı Alpaslan, Doğu Roma ordusunu bozarak, Anadolu yollarını Türk milletine açtığında,
tarihler 26 Ağustos 1071’i gösteriyordu..
Bundan yaklaşık yarım bin yıl sonra, Müslüman Türk gücünün ve uygarlığının zirve ismi Kanuni Sultan Süleyman,
Mohaç sahrasında Macaristan’ının siyasi varlığına son verecek o muazzam zaferi kazandığında,
yine Ağustos ayıydı.. Yıllardan 1526, günlerden 29 Ağustos..
Aradan yaklaşık 500 yıl daha aktı..
Müslüman Türk varlığı, Balkan ve I.Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmamızın sonucu olarak, Avrupa’dan sürülerek atılmış, başkentimiz bile işgal altına girmişti.. tarihler yazmış bu millet Anadolu’nun ortalarına kadar gerilemiş, Ingilizler’in desteklediği Palikarya sürüleri Polatlı’ya kadar ilerlemişlerdi. Tarihte indiğimiz bu en dip noktadan,
1921 yılında, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa komutasında, 22 gün 22 gece boğuşarak kazandığımız Sakarya Meydan Muharebesi ile döndük. Büyük Türk ricatı o gün durdurulmuş oldu. Ağzı kanlı Yunan sürülerinden şu mübarek vatanı temizlememiz 1922 yılının 26 Ağustos günü başlayan Büyük Taarruz ve 30 Ağustos’ta yapılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile gerçek oldu..
Akıp giden yüzyıllar içinde daima bağımsız ve hür yaşamış Büyük Türk Milletinin esareti kabul etmeyeceğini bütün
dünyaya ispat etmiş bu büyük zaferi kazanan şanlı Türk ordusuna, onun muzaffer komutanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya ve emrinde çarpışmış bütün subay ve mehmetçiklerimize şükranlarımızı sunarım.
Bütün şehitlerimize Allah rahmet eylesin, ruhları şad olsun.”
Ne oldu? Biraz uzun oldu ama..tarih içindeki kesintisiz Türk varlığını vurguladık.. kesintisiz sürekliliği ima etmiş olduk.. 30 Ağustos’u ve Gazi Mustafa Kemal’i yücelttik ama öncesini aşağılamadık.. devleti Cumhuriyet’le başlatacak imalarda bulunmadık, koloni, sömürge gibi zırvalara iltifat etmedik.. peki neden böyle farklı oldu?
Çünkü biz vatanseveriz..Kemalsever değiliz..
Yalancı değiliz..doğru söylemeye çalışıyoruz..
Karşımızdakileri salak yerine koymuyoruz..
Çünkü biz harbiye mezunu değiliz..zihnimiz açık..
Emekli general değiliz.. daha bunamadık..
Hergün karşılaştığımız bu Kemalist “cookie” lere karşı anti-virüs programımız açık olsun. Daha beynimize ulaşmadan avlayıp, “delete” edelim.. dosyalara bulaşmış olanları da tek tek yakalayıp düzeltelim.. beynimiz ferahlasın.. kendimizle barışalım, tarihimizle barışalım.. öz güvenimiz artsın.. böyle bunaklara da “haydi oradan zübük, sen şu iki ezber şablonla beni mi şaşırtacaksın?” diye haddini bildirelim..
Kemalist tarih anlayışı Osmanlı’yı kötüler, yok sayar, neredeyse reddeder, sanki bu Cumhuriyet yumurtadan çıkmıştır. (Bkz. Nutuk’daki Osmanlı hakkındaki ifadeler) Sanki bütün Kurtuluş savaşı komutanları Osmanlı subayları değildir..
Türk varlığını Eti’lere, Hitit’lere, Sümer’lere bağlamaya kalkar..suni, zorlama, yaratılmış bir tarih anlayışıdır.. metodu yoktur Atatürk’ün emirleriyle düzmece olarak yazılmıştır.. Beyni yıkanmış Türk nesillerinden gayri kafası çalışan herkesin alaya aldığı, Türkmenbaşı’nın fikirleri mertebesinde teorilerdir bunlar. Kafamızdaki bu zırvalardan kurtulalım.. Örneğin, Orta Asya’da büyük bir iç deniz bulunduğu, kuraklıktan bu deniz kuruyunca, Türklerin dünyanın dört yanına yayıldığı, Atatürk tarafından düzenlenen Türk Tarihi Kurultaylarından birinde uydurulmuş.. oradan büyük boy sınıf duvarlarına asılan duvar resimleri halinde bizim nesillerimize tarih derslerinde ezberletilmiştir.. Zeki Velidi Togan da, bu saçmalığa itiraz edince ülkeyi terk etmek zorunda bırakılmıştır..
Zeki Velidi Togan hakkında bir alıntı:
“Bundan sonra İstanbul ve Anadolu kütüphanelerinde hummalı çalışmalarına başladı. Fakat, 1932’de I.
Türk Tarih Kongresi’nde tıp doktoru Reşit Galip’in sunduğu Orta Asya’da iç deniz olduğu ve bunun sonradan
kuruduğu konusu hakkındaki tebliğini eleştirince, Togan aleyhine bir kamuoyu oluştu. Kendisine takınılan bu
kötü tutum üzerine ülkeyi terk etme kararını verdi. 8 Temmuz 1932’de istifa ederek Viyana’ya gitti.”
Meraklısına link: http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=2224
Arkadaş..Kendini, çocuklarını ve etrafını bütün kötü alışkanlıklardan ve Kemalist propogandadan koru!
“Kemalistim” demek cahilim, ben bilmem Atam bilir, demektir.. kendine bu statüyü layık görme..
karşındaki dahi bir asker olabilir.. siyasi bilimler, ekonomik gelişim, toplumsal dinamikler konusunda vasat
ve meydanı önceden temizlediği için istediği gibi saçmalama hakkı kazanıp, bu hakkı bol bol kullanmış bir insan var karşımızda.. sakın fikirlerini gözünde büyütüp onun tarafından ipnotize edilenlere benzeme.. vicdanını dinle, aklını kullan.. yıl 2010..
Selamlar, saygılar,
Tevfik İzmirli
Not:
ABD silahlı kuvvetlerinde generalliğe terfi etmenin ön şartı, herhangi bir konuda doktora vermiş olmak.
Sebebi apaçık görülüyor…