Tevfik İzmirli – Erol Kadiroğlu ile Sohbet
16 Eylül, 2010’da, Sayın Erol Kadiroğlu’ndan,
“Buyrun Buradan Yakın Tevfik Abi”
başlığı taşıyan, aşağıdaki mesajı aldım, cevabımla birlikte sunuyorum:
– Behçet Kemal Çağlar / Atatürk’e Sesleniş –“Vakit Gazetesinin haberine göre Devlet Bakanımız Sayın Özak, Dünya Basketbol Şampiyonası’nın madalya töreninde yaşanan yuhalama olayı ile ilgili olarak,
‘Seviyesiz ve terbiyesizler büyük ayıp işledi’diyerek terbiyesiz güruha ceza geleceğini açıklamış. Ayrıca kendilerini yuhalayanların bölücü olduklarının altını çizmiş.
‘Artık kralların değil, kuralların olduğu bir ülkedeyiz. Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü olduğu bir ülkedeyiz’
şeklinde de konuşmuş.
Yani kral veya padişahımız olsaydı onu yuhalama özgürlüğümüz olurmuş.
Başbakanı yuhalama özgürlüğü ise yokmuş.
Başbakanı yuhaladılar diye bölücü ilan edilerek mahkemelerde süründürülecek olan vatandaşlarımız konusunda Taraf Gazetesinin ne yapacağını çok merak ediyorum.
301. madde şampiyonluğu yaparak millete, devlete, Atatürk’e sövme özgürlüğünü savunanların ne yapacağını merak ediyorum.
Kendine bile ‘hayır’ı dokunmayan muhalefetimizin ne yapacağını merak ediyorum.
Gene de işin iyi tarafı da var tabii.
Yuhalayanların bölücü oldukları devletin sayın bakanı tarafından tespit edildiğine göre artık onları mahkeme koridorlarında süründürmez, evlerine özel portatif mahkeme gönderirler, davul zurna eşliğinde.
Adın besmeledir her işimizde,
– Behçet Kemal Çağlar / Nöbetçi Millet –
Yaradan hey Yaradan !
./……
Milletin alın yazısını yeniden yazardın..
– Orhan Seyfi Orhon / Ölmez –
Kalbimizdeki tunç heykeli gök çatlasa bölmez,
İnsanlar ölür, Türk’e ilâh olmuş er ölmez!
– Behçet Kemal Çağlar / Atatürk’ü Dinlerken –
Dünya imtihanını veren tek fert geliyor;
Kürsüye her çıkışta, Türk daha yükselecek…
Dinle: Her cümlesinde doğuyor bir “gelecek”;
Aslan, insan ve Tanrı bir arada bu başta…
– Faruk Nafiz Çamlıbel / Çankaya –
Tanrı, peygamber diye nedir, kimdir bilmeden
Taptığımız ne varsa hepsi ondan şeklaldı.
Bu tarafta yobazlar varsa.. karşı tarafta da var..
Mesela, Bush manyağının seçmenlerinin ciddi bir bölümü Evangilist.. Basbayağı, Allah’ın kitabında emrettiği dış politikanın, Israil’e destek çıkmak olduğuna inanan cemaatlar var bunların içinde.. Bu politikaya da “God’s Foreign Policy” “Tanrı’nın Dış Politikası) gibi bir isim vermişler.. akıllı adam işi mi? Değil..tabii.. mani olabilir misin? ya da mani olmaya hakkın var mıdır?
Senin rejimin, bu dindar kesimi devamlı iteklerse, tekmelerse, köpek muamelesi çekerse, sonuç bugünkü gibi oluyor..
Ders: Toplum mühendisliğine kalkışmayacaksın, gömeyim dediğin adamlar seksen sene sonra karşına,
hem de mutasyona uğramış olarak, zombi gibi çıkıyorlar.. (Bkz. Lenin / Stalin ve bugünkü Rus insanı).. çare yasaklamak değil.. adam yerine koymak lazım, halka ekmek / iş / eğitim / sanat / spor / sağlık / protein vereceksin, gerisine karışmayacaksın.. Hem hakkın yok, hem toplum yararına bir politika değil.. hayata karışsınlar, okusunlar.. bak şehirleşme / sanayileşme / orta sınıflaşma / zenginleşme sonucunda Kayseri’ye.. Evet hala çok muhafazakar ama ne kadar modern muhafazakar.. Artık Erbakan fikirlerine onlar da gülebiliyorlar.. Çocuklarını yurt dışında okutuyorlar.. böyle yapmak lazım.. bunlar trenin arka vagonları.. onlarsız bu tren yarım.. işin komiği çok hızlı öğreniyorlar.. ilerliyorlar.. CHP seçmeni yerinde sayıyor.. Hiç korkacak bir durum yok.. kitleler hiçbir zaman radikalizme kaymaz bizim memleketimizde.. her iki kesimde de tartışmayı bile kabul etmeyecek, fanatik çekirdek bulunabilir.. çoğunluk her zaman gereken kıvamı tutturur.. sosyal olayların da kanunu var.. fazla büyüyen taraf mutlaka parçalanır.. diyalektik (marksist açıdan).. yaradılıştaki zıtların birlikteliği (islami açıdan) hükmünü icra eder.. bu çok dinamik bir toplumsal süreç.. herkes tek tek zaman tünelinde on yıl geriye gidip, o zaman
hangi konuda nasıl düşündüğünü görebilse.. küçük dilini yutar.. sen de yutarsın, ben de yutarım, RTE’de yutar..
hepimiz o kadar hızla ilerleyip, yaşayarak, görerek, ders çıkararak, öğrenerek değişiyoruz ki..
Vurgulamaya çalıştığım nokta şu: Nasıl on sene önce savunduğumuz, ama bugün bizi gülümseten fikirlerimiz varsa, mutlaka bugün savunduklarımızın içinde de, on sene sonra bizi gülümsetecek fikirlerimiz de vardır.. sıradan insanlarsak, oturup geçen zamanın bunları bize apaçık göstermesini bekleriz.. aydınsak, ki ben hiç tevazu yapmadan söyleyeyim.. kendimi aydın olarak görüyorum.. bu zamanı beklemeden, bugünden onları görelim, Yunanlı bize gülmeden, kendimiz ayıklayalım, bu şablonları kıralım.. kıranlara destek olalım.. hatta Yunanlı’nın bize gıpta edeceği rotalara girelim, diyorum.. AMIN:))
Selamlar, saygılar,
Tevfik İzmirli
Not:
Dün gece HT TV’de, Balçiçek Pamir’in Karşıt Görüş programında Etyen Mahçupyan vardı.. Karşısında Cüneyt Ülsever.. Etyen o kadar sakin sakin.. anlattı ki.. keşke imkan olsa internette bulunsa, indirip sizlere yollasam.. yazmaktan da kurtulsam, dedim:))
Bu gece 02:15’de tekrarı var.. tavsiye ederim..