Tevfik İzmirli – “Sigara tröstlerinin kirli oyunlarından Türkiye’nin payına düşenler basına yansımaya başladı.. – IV – ” – Taha Kıvanç’ın yazısı..
08/11/2010 (Kategori: Seçtiğim Yazılar)
Taha Kıvanç – YENİ ŞAFAK – 6 Kasım, 2010
Sigaramın dumanı, yoktur firmaların imanı
Sağlık konularına duyarlı olmasına duyarlıdır, ama gelişmelerin günlük siyaset borsasına tavan yaptırdığı şu günlerde Yavuz Donat’ın dikkatini sigara konusuna yoğunlaştırması özellikle dikkat çekici. Hem de benim gibi meydan okumalardan etkilenenleri ayaklandıracak “Var mı ilgi duyan?” sorusu eşliğinde bunu yaptı.
İster istemez ilgi duydum.
Ülkemizde kapalı mekânlarda sigara yasağı dünyanın uygar ülkelerinden epey sonra başladı. Daha dün denilecek kadar yakın bir dönemde… Oysa 1980′lerden beri konuşulur dururdu yasak, birkaç kez Meclis’te görüşülmüştü de… Ne olduysa oldu, girişimler hep akim kaldı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sigara konusundaki keskin tavrına, Sağlık Bakanı Prof. Recep Akdağ ile TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Prof. Cevdet Erdöl’ün kesin kararlılıkları eşlik edince…
Yasak nihayet geldi ve uygulanmaya başladı ülkemizde de…
Şimdi birileri yasağı sınırlandırmak için Anayasa Mahkemesi üzerinde baskı uyguluyor. Hiç eksilmeyen bir yoğunlukla hem de…
Yavuz Donat’ın iki gün üstüste işlediği konu, günümüzle doğrudan ilgili değil. Sigara şirketlerinin yasağı delmek için sarf ettikleri çabalara ‘küresel oyun’ adını veriyor. 1980′lerin başından itibaren Türkiye’yi sigara sarmalında tutmak için gösterilen gayretler gerçekten de bu tanımlamayı hak ediyor.
1984 yılından bir örnek veriyor Sabah yazarı. Sigara firmalarının temsilcisi Niki Hauser Ankara’ya gelip merkezde görevli üç büyükelçiyle görüşüyor. Firmanın iç yazışmalarına göre, Hauser, “Bu büyükelçiler iki bakana çok yakın; Türkiye’de önemli postlar sürekli değişir, elimizi çabuk tutalım” aklını veriyor…
Firmalar her ülkenin sözünü dinleyeceği muhatapları devreye sokuyorlar. Türkiye’de Özal dönemi ve İngiliz Başbakan Margaret Thatcher ile Özal arasında fikir yakınlığı var. Thatcher başbakanlıktan ayrıldıktan sonra Türkiye’yi ziyaret ediyor. Gelişi ‘eski dost’ veya ‘eski başbakan’ olarak; ancak amacı, sigara firmalarının taleplerini en etkili kişilere aktarmak…
Başarıyla yerine getirdiği anlaşılıyor bu görevini…
Sigara-karşıtı bir sivil toplum örgütünü mahkemeye veren sigara üreticisi firmaya, mahkemenin “Getirin bakalım içyazışmalarınızı” dediği bilgisini öğreniyoruz. Yazışmalar, raporlar ve bilgi notlarından oluşan belgeler böylece ortaya çıkıyor. Mahkeme dosyanın San Fransisco Üniversitesi Sanal Kütüphanesi’nde korunmasına karar veriyor.
Sabah yazarının verdiği bilgi üzerine bir araştırma yaptım, karşıma hafif farklı bir tablo çıktı.
Üniversite dediği gibi San Fransisko’da, ama adı Kaliforniya Üniversitesi (The University of California). Konuyla ilgisi daha karmaşık üniversitenin: Öğretim üyelerinden Prof. Stanton Glantz sigara-karşıtı faaliyetleriyle tanınmıştır. Bir gün ofisine iki kocaman kutu halinde Brown & Williamson Tobacco Corporation’un (BWTC) iç yazışmaları gelir. Üzerinde gönderici adı olarak ‘Mr. Butts’ yazılıdır. Aynı belgeler Kongre üyesi Henry Waxman ile New York Times’tan Philip Hilts’e de gönderilmiştir.
Prof. Glantz belgeleri üniversitenin kitaplığına gönderir ve yazışmalar kataloglanır.
Kıyamet de bundan sonra kopar. BWTC derhal belgelere el konulmasını talep eder mahkemeye başvurarak, hatta o ana kadar belgeleri gözden geçiren herkesin isimlerini de ister. Mahkeme firmanın aleyhine karar verir ve üniversite de belgelere herkesin erişebilmesini sağlar, internet sitesine koyarak…
1960′lardan 1990′ların başına kadar, nerelerde, kimlerle sigara lehine lobi faaliyeti yaptığı görülebiliyor BWTC’nin… Ülkeler arasında Türkiye de var.
Aslında bu konuda çok geniş bilgi sahibi biri bulunuyor medyamızda: Ulusalcı kanadın en önde gelen düşünürlerinden Yeniçağ yazarı Altemur Kılıç… “Hayatımın çok iftihar etmediğim, zoraki bir dönemi” dediği yıllar boyunca İngiliz Rothmans sigara firmasının Türkiye temsilciliğini yapmıştı Altemur Bey…
O bu görevi İngilizler adına üstlenene kadar Türkiye’de yalnızca Türk tütünü ekiliyor ve sigaralarda da yerli tütün kullanılıyordu. Yabancı sigara ithali yasaktı. Önce Tekel yabancı sigara üretimine ikna edildi, ardından Virginia ve Burley tütünleri için ekim yasağı kaldırıldı ve bazı yörelerde yabancı firmalar için de tütün yetiştirilmeye başlandı.
‘Ulusalcı’ Altemur Bey’in, anılarında, “Onlara karşı hayli mücadele verdim, ama ikna edemedik; Nuh diyor peygamber demiyorlardı” sözcükleriyle özetlediği çabaları sonunda sonuç verir ve yabancı sigara satışı serbest bırakılır. Bir şey daha olur: Rothmans Türkiye’de kurulu bir fabrikaya ortak yapılır.
Şimdilerde “Turgut Özal’a suikast girişimi” tartışılıyor ya, bir rivayete göre Turgut Bey kendisine karşı ölümcül husumetin sigarayla ilişkisi olduğuna inanıyordu.
İlginç bir konu gerçekten.