Ardan Zentürk – STAR – “Türk-İsrail savaşına doğru..”

“Bakın, Mavi Marmara’nın öncülüğünde Akdeniz’in uluslararası sularında gerçekleştirilen bir “insani direniş”, yüzyılın en büyük hırsızlığını nasıl ortaya çıkardı: İsrail, Gazze’de yaşayan 1.5 milyon masum sivili, bir açık hava hapishanesinde, yine onlara ait doğalgazı çalmak için yaşatıyor!.. “

Bu cümleyle başlamış, bu sütundaki 10 Haziran 2010 tarihli “Gazze’nin asıl nedeni: Filistin doğalgazı” başlıklı yazımız, şöyle de sonlanmış:

“Tel Aviv’in yakında, “Gazze’de abluka kalkar ama, bölgenin askeri sınırları yeniden çizilir” demesi de bekleniyor… Bu tür bir teklif, kağıt üstünde İsrail’in terörizme karşı mücadele zemini gibi görünse de esas olarak bölgedeki doğalgaz ve petrol yatakları üzerindeki askeri hakimiyetinin sınırlarını oluşturacak. Şimdiden uyarıyorum…”

Ne anlatmışız?

İsrail’in, önce Filistin doğalgazına el koyduğunu, bölgedeki hakimiyeti için Filistinli sivilleri bir açık hava hapishanesinde yaşattığını…

Daha da doymadığını…

Doğu Akdeniz’de açtığı yeni kuyular ile Lübnan’ın doğalgazını çaldığını…

Noble Energy isimli bir kuruluş ile sürdürdüğü çalışmalar sonucunda, bölgede büyük doğalgaz rezervlerine ulaştığını, yeni kuyularla dünyanın doğalgaz ihraç eden devletlerinden biri olabileceğini…

Meraklısı internete girer okur.
Bitmedi… Ne demişiz, 1 Temmuz 2010 tarihli, “Akdeniz: İsrail ile savaş riski” başlıklı yazımızda?

“Birleşmiş Milletler kararları, aralarında 400 mil mesafe olan devletlerin, kıta sahanlıklarını 200’er mil olarak belirlemelerini kabul ediyor. Kıbrıs’la İsrail’in Hayfa limanı arasındaki mesafe ise sadece 148 mil!.. Nitekim, Kıbrıs Rum yönetimi, İsrail ile Tamar doğalgaz bölgesi çerçevesinde bir ruhsatlama anlaşması yapmış, Türkiye, Rumlar’ın “Türkiye’nin ekonomik alanı” olarak kabul edilen Doğu Akdeniz’de doğalgaz ve petrol arama ruhsatı veremeyeceğini dünyaya duyurmuştu. Rumlar ise, söz konusu gerginliğin devam etmesi halinde, Türkiye’nin AB müzakerelerinde “enerji bahsi”ni açtırmayacaklarını söylemişlerdi. İsrail’in, Doğu Akdeniz’deki “saldırgan enerji” politikaları, sadece Filistin ve Lübnan’ı değil, harita nedeniyle Kıbrıs’ı da ilgilendiriyor. Özellikle KKTC ve bağlantısında Türkiye’nin hakim olduğu bir bölgede “savaş rüzgarları” daha sert esmeye başlıyor. Gelişme kritiktir… “

Yazının tamamı için buraya bakınız.

Ve Kıbrıs’la anlaşma!..

Beklenen oldu: Kıbrıs-İsrail Ekonomik Bölge Anlaşması imzalandı!..

Böylece İsrail, tarihinin en büyük ekonomik krizinde yakaladığı Yunanistan’ı, söz sahibi olduğu uluslararası finans kuruluşları üzerinden yakaladı, Kıbrıs Rum kesiminde bir güzel silkeledi… Artık, Doğu Akdeniz’de Kıbrıs ile İsrail arasındaki bölgede petrol ve doğalgaz arama hakkını kendinde görebiliyor.

Rumlar, bütün Kıbrıs olarak imzaladıkları anlaşmada KKTC ile İsrail arasındaki deniz alanını da peşkeş çekmiş oluyorlar!..

Buna KKTC’nin, Kıbrıs Türk’ünün ve haliyle Türkiye’nin itirazı var…

Kıbrıs Rum yönetimi Dışişleri Bakanı Markos Kipriyanu ile İsrail Altyapı Bakanı Uzi Landau arasında imzalanan anlaşma, ilgili ekonomik bölgede çıkarılan bütün hammaddenin “paylaşımını” da öngörüyor.

Bu denklemde Kıbrıs Türk’ü nerede? Yok!..

Savaş kaçınılmaz olabilir

Türkiye’nin bu konudaki tutumu net: Kıbrıs’ta kalıcı bir anlaşma olmadan ve Kıbrıs Türk’ünün hakları yeni bir anlaşma ile garanti altına alınmadan bu tür anlaşmaların uygulanması imkansızdır.

Eğer…

İsrail’e bağlı şirketler, Kıbrıs Rum’u ile yaptıkları anlaşmaya dayanarak, KKTC’nin deniz alanını kapsayan bir bölgede doğalgaz aramasına kalkarlarsa, karşılarında Türk donanmasını bulacaklardır…

Eğer…

İsrail, Türkiye’nin hassas olduğu bölgeden doğalgaz çıkartmaya, Kıbrıs Rum ile yaptığı anlaşmaya dayanarak Kıbrıs Türk’ünün hakkını tıpkı Filistin ve Lübnan’da olduğu gibi yemeye kalkarsa, Doğu Akdeniz’de yeni bir savaş kaçınılmaz görülmektedir.

Aylar önce uyardık, durum ciddidir.

http://www.stargazete.com/gazete/yazar/ardan-zenturk/turk-israil-savasina-dogru-318061.htm

Also read...

Comments are closed.