Tevfik İzmirli – Deniz Kuvvetleri’nde neler oluyor? Bu uluslararası bir komplo mu, yoksa tek bir ülkeden kaynaklanan casusluk girişimi mi? Olan bitenler ‘Ergenekon’ ile ilgili mi?.. Hedef siyasi mi, donanmanın etkinliği mi?

Bugün akşam saatlerinde, ‘Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şubesinde, Ergenekon Savcılığı arama yaptı..’ haberi gündeme düştü..

Yazıldığına ve TV’lerden duyurulduğuna göre, askeri yetkililer eşliğinde ve Ergenekon savcısı nezaretinde yapılan yeni aramada, İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün bir odasındaki döşeme parkeleri söküldü.. Kazılan zeminden saklanmış belgeler çıktı. Bulunan belgelerin içinde ‘Çok Gizli Askeri Evrak’ sınıfından belgeler de var..

Bazı kaynaklar Şube Müdürü’nün rütbesini Binbaşı olarak veriyorlar.. Aramanın bugün mü yapıldığı, yoksa geçtiğimiz günlerde yapılıp görüntülerin mi bugün basına verildiği net anlaşılmıyor..


Merhabalar,

Genç bir teğmen neden komutanını öldürmek ister? İster mi? İstemiş midir?

Evli barklı, çoluk çocuk sahibi subaylar ardı ardına neden intihar ederler?

Bir subay komutanına şantaj yapar mı? Yapmış mıdır?

Bir subay komutanının namusuna.. haysiyetine.. karısı, kızı üzerinden iftira ederek, leke sürer mi?

Bir subay başka bir subaya ‘kadın temin eder mi? Hele bir subay, astı olan bir astsubaya neden ‘kadın temin etme’ teklifinde bulunur?

‘Temin edilecek kadınlar arasında’ – tam burada sözüm meclisten dışarı diyorum – Deniz Harp Okulu’nun kız öğrencileri de bulunabilir mi?

Allahım.. sen aklımızı fikrimizi muhafaza et!

Bu işin içinde ucu Yunanistan’a dayanan bir casusluk girişi mi vardır? – ki bu durumda ‘İnşaallah vardır.. yoksa izah etmek daha da zorlaşacak’ – dememiz gerekecek..

Yoksa, sadece casusluk değil de.. büyüyen Türkiye’nin büyüyen donanmasını zayıf düşürme operasyonu mu?

– Türk Deniz Kuvvetleri’nin ilk defa bu yaz Akdeniz’de beş gemilik bir ‘Türk Deniz Görev Gurubu” – Turkish Naval Task Force – gezdirmiş olması, bu Görev Gücü’nün, Fransa ve Yunanistan hariç neredeyse tüm Akdeniz ülkelerine liman ziyaretleri yaparak bayrak gösterdiğini, bazılarıyla ortak tatbikatlar yapmış olmasını, bu görev gücünün boyutlarının yıldan yıla arttırılmasının planlandığını, seneye Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’nun da programa dahil edileceğini.. bunun uluslararası siyasette ne anlam taşıdığını.. düşünürsek?

– Yunanistan’ın, ekonomisi komaya girince, tüm silahlı kuvvetleri ve bu arada donanmada da indirime gitmek zorunda kalmasını.. düşünürsek?

– Rusya’nın neredeyse fiilen donanmasız kalmış olduğunu, limana bağlı bazı gemilerinin bakımsızlıktan çürüyerek battıklarını.. nükleer silahlar hariç tutulduğunda, ‘caydırı güç’ olma vasfını kaybetmiş olduğunu.. bunun artık uluslararası askeri basın nezdinde haber değeri bile kalmamış bir gerçek olduğunu.. düşünürsek?

– Rusya Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın bir süre önce ‘Bir an önce toparlanıp Türk Donanması’nın Karadeniz’deki hakimiyetini kırmalıyız’ şeklinde bir demeç verdiğini.. düşünürsek?

– Rusya’nın Karadeniz Filosu’nun, ufacık Gürcistan savaşında bile yetesiz kaldığını.. Rusya’nın elinde, ‘kuvvet aktarımı’ için uygun platform kalmadığını.. ya doğru dürüst bir ürünü geliştiremiyeceğini bildiğinden ya da bu işi mantıklı bir süre içinde bitiremeyeceğini değerlendirdiğinden, Fransa’dan MISTRAL sınıfı platformların inşaası için know-how transferi talebinde bulunduğunu.. Türk donanmasının ise aynı tip geminin milli olarak inşa edilmesi için ihale hazırlıklarına başlamış olduğunu.. düşünürsek?

– Kıbrıs – Gazze açıklarında muazzam doğalgaz yatakları bulunduğundan ve İsrail’in Gazze politikasının bile bu keşfe bağlı olarak şekillendiğinden bahsedildiğini.. Türkiye’nin bu uluslararası sularda arama yapması için bir şirkete ruhsat veren Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, “KKTC’nin statüsü kesin olarak belirlenmeden buna hakkı olmadığını” öne sürerek protesto ettiğini.. bu protestonun Kıbrıs ile işbirliği anlaşması imzalamış olan Mısır’ı da kapsadığını.. arama çalışmalarını yapması kararlaştırılan şirketi de uyarararak çalışmaların başlamasına engel olduğunu, Türk donanması’nın bu bölgede epeydir sürekli devriye yapan unsurlar bulundurduğunu.. düşünürsek?

– Geçtiğimiz günlerde, Deniz Kuvvetlerimizin Deniz Havacılığı unsurlarına ev sahipliği yapan Cengiz Topel havaalanındaki hangarlarda gizli çekim yapanların yakalanmış olduğu, bunların elde ettikleri bilgileri Yunanistan’a ilettikleri, basına yansımışken.. ve bu üssün, Ege’nin taktik ve gerçek zamanlı resmini Türk karargahlarına yansıtma kabiliyetini oluşturan, MELTEM projesi çerçevesinde edinilmiş olan hava unsurlarını barındırdığını.. düşünürsek?

Ya da, bu operasyonlarla tasfiye edilecek komutanların ve komutan adayı subayların yerine getirilecek Ergenekoncu kadrolara yol açmak mı amaçlanmaktadır?
Bugün akşam saatlerinde, ‘Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şubesinde, savcılık arama yaptı..’ haberi gündeme düştü..
Yazıldığına göre, askeri yetkililer eşliğinde yapılan aramada, İstihbarat Şube Müdürü’nün odasındaki döşeme parkeleri söküldü.. Parkelerin altından çuvallar dolusu saklanmış belge çıktı. Bulunan belgelerin içinde ‘Çok Gizli Askeri Evrak’ sınıfından belgeler de var..

Buraya kadar yazdıklarımın tamamı adliyeye yansımış haberlerden aklımda kalanlar.. Bunları duymayan, okumayan kalmamıştır..

Bir de, henüz adliyeye yansıyıp yansımadığını bilmediğim bir gazete haberi var:

Muğla Aksaz Deniz Üs Komutanlığı TCG Çandarlı gemisinde askerlik görevini yaparken geçtiğimiz şubat ayında kamarasında asılı halde bulunan Taner Deş’in ölümüyle ilgili savcılığa ulaşan ihbar mektubunun ayrıntılarına Taraf ulaştı. Deş ailesine hitaben yazılan ihbar mektubunda “Oğlunuz intihar etmedi. Kıbrıs’tan gemiye yüklenen çok miktardaki sigara ve alkollü içeceği ihbar edeceği için öldürüldü” ifadesi yer aldı. Deş’e ölmeden önce işkence yapıldığına vurgu yapılan mektupta, erler komutanları tarafından şöyle uyarılmış: “Savcılara Taner Deş’in ölümü hakkında bir şey bilmediğinizi söyleyeceksiniz. İstediğimiz gibi ifade vermezseniz sonunuz Taner Deş gibi olur.”

“Allah iftiranın yakışanında korusun” demiştik.. Bu haber doğru olmasa bile maalesef yakışıyor. Şu olayı yazmıştık:

“Bu iki çağrışım, aklıma bir üçüncüyü getirdi. 12 Mayıs, 2010 gününden başka bir gazete haberi:
Erdek’te bulunan Mayın Filo Komutanlığı’na bağlı Edremit gemisi, NATO görevi gereğince bulunduğu İspanya’dan döner. Alınan bir ihbarla, Sahil Güvenlik ekipleri, savcı nezaretinde yaptıkları aramada, gemide 5,000 paket kaçak sigara ile 300 şişe kaçak viski ele geçirir. “Eyvah” dedim, “bizim bahriyeliler kaçakçılık huylarından vazgeçmemişler.. Atilla Kıyat amiralimin emekleri boşa gitmiş..”
İşte bu düşünceler, bana, zaten aklımda olan Atilla Kıyat’ın kitabını öne aldırdı.”

Son söz: Ne oluyoruz?

Saygılarımla,

Tevfik İzmirli

Also read...

Comments are closed.