29 Ekim, 2010 – Ankara Hipodromu (Atatürk Kültür Merkezi) – Cumhurbaşkanı, Genel Kurmay Başkanı ve Tören Komutanı otomobilin içinden törene katılacak birlikleri selamlıyorlar.

Merhabalar,
Cumhuriyet Bayramı törenleri, bu yıl da yarı askeri, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı andıran bir görüntü içinde düzenlendi.
1.
Hipodrom’da yapılan törenler, Sovyetlerin Kızıl Meydan törenlerinin kötü bir kopyası gibi. ‘Ekabiran’ tribünde oturuyor, halk, öğrenciler ve askerler, onları selamlıyarak geçiyorlar. Cumhuriyetin ‘ruhu’, bu ‘tören formatı’nın neresinde? Başımızda bir padişah ya da diktatör oturuyor olsaydı, daha antidemokratik bir tören düzeni bulabilir miydik?
2.
Cumhurbaşkanı’nın otomobilinde, Genel Kurmay Başkanı’nın ne işi var? Hangi demokratik ülkede, devlet başkanı yanında genel kurmay başkanı ile halkı selamlar? ABD, Fransa, Almanya? Bu tam bir üçüncü dünya fotoğrafıdır.. Mübarek’in Mısır’ına ya da tek partili yılların Ankara’sına yakışır. Fotoğrafın tek olumlu yönü, atlı ya da motorsikletli eskortların asker değil polis olmasıdır.
3.
Cumhuriyet Bayramı’nın askerle ne ilgisi vardır?
4.
Neden hala yokluk, kıtlık yıllarındaki gibi, esnaflar, Türk Hava Kurumu, Kızılay gibi kurumların katılımı ile tören yapılmaktadır? Bu geçit alayı bugünkü Türkiye’nin gücünü sergilemek konusunda yetersiz kalmıyor mu? Burası bir Orta Anadolu kasabası mı, büyük Türkiye’nin 2010 yılındaki başkenti midir? Bir eksiğimiz yerli malı üzüm – incir ve fındık üreticilerinin de geçide katılması.. o da olsa tam olacak.. 1930′ların, memur zihniyetli, dar ufuklu, küçük dünyasını yansıtan bu zavallı tören formatı ne zaman terkedilecektir?
5.
AKP, üzerinde ‘laikliğe karşı’ damgası bulunduğu için, bir eziklik içinde sabır göstermekte ve fincancı katırlarını ürkütmemek amacıyla sessiz kalmaktadır.
Bari biz yazalım: Genel Kurmay Başkanı o otomobilden indirilmelidir.