Takdir ve ödüllendirmede daha cömert olmalıyız.. Sivillere de madalya istiyoruz..
Van Depremi’ne bağlı olarak ‘Takdir ve iltifattaki cimriliğimiz’i gündeme getirmek istiyorum..
Hem devlet olarak hem toplum olarak bizlere, mecbur olmadığı halde, gönüllü olarak hizmet edenlere ya da görevli iken de olsa üstün bir görev aşkıyla hizmet edenlere karşı nankörlük içindeyiz..
Toplum olarak bu insanlarımıza şöyle içten gönülden bir ”Allah sizlerden razı olsun!” diyemiyoruz.. Onları hak ettikleri şekilde onore edemiyoruz.. Ödüllendiremiyoruz..
Bunun ezikliğini duyuyorum..
Madalya dağıtımını fiiliyatta neredeyse sadece askeri personelle sınırlamışız..
Özellikle emekli olan generallerle.. Hele, şu son iktidar taş koyuncaya kadar.. Süresini doldurup emekli olan tek general yok ki.. TSK Üstün Hizmet Madalyası verilmiş olmasın..
Şehit yakınlarına ve gencecik gazilere verilen TSK Kıvanç Madalyaları için valilikler düzeyinde kimsenin ilgilenmediği basit törenler yapılırken bu general madalya törenleri neredeyse TV’lerden naklen yayınlanırdı..
TSK’nın madalya listesine ve madalyaların kimlere verileceğine dair açıklamalara Genekurmay’ın kendi sitesinden bakabilirsiniz..
TSK Şeref Madalyası barış zamanından bakın kimlere veriliyor: ‘Barışta bir yıl başarı ile Kuvvet Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı görevi yapanlara verilir.’ Şaka gibi ama gerçek..
Sen kalk devletin en üst makamlarından birisinde.. eldeki imkanların azamisi emrine verilmiş olarak görev yap.. Ne yaptığına nasıl yaptığına bakılmaksızın otomatik olarak madalyaya hak kazan.. Halbuki bu durumda asıl o şahsın kendisini bulunduğu makama getiren millete bu seçimi için teşekkür etmesi gerekmez mi?
Aslında devletimizin bir ‘Devlet Madalya ve Nişanları Yönetmeliği’ mevcut.. Ama uygulaması halkın vicdanında bir karşılık bulamadığından olsa gerek, olan madalya kavramına oldu. Kamuoyunun gündeminden kayboldu..
Bizde madalya, ya ‘Generalin generale taktığı sıradan, göstermelik bir yağcılık nişanı’ olarak algılanmaya başladı.. Ya da ancak vatan hizmetinde hayatını veren şehitlerimizle vücudunun bir kısmını kaybeden gazilerimizin hak kazanabileceği bir şeref nişanı olarak algılandı.. Yani madalyaya hak kazanmak için sanki ya general olacaksın ya şehit ile gazi..
Halbuki bu iki uç arasında kocaman bir boş alan var.. Karşılığı maddiyat ile para ile verilemeyecek.. Verilmeye kalkılsa alan tarafından kabul edilmeyecek ne fedakarlıklara, başarılara şahit oluyoruz…. Tam madalyalık..
Hem de bunları hak eden insanlarımız generallerimiz gibi maaş, makam, fors, rütbe, ayrıcalık almadan.. aksine tamamen kendi yüksek insanlıkları ve üstün vasıfları ile fedakarlık, cesaret, başarı göstermiş gerçek kahramanlarımız.. İlle hayatlarını kaybetmeleri ya da gazi olmaları mı gerekiyor?
Örnek mi?
Buyurun ilk aklıma gelen kahramanlarımız ve madalya türleri.. Bunları özlemime örnek olarak veriyorum..
Milletin ‘Helal olsun size’ dediği insanlara devlet de iltifat etsin.. demek istiyorum..
İstenirse madalya çeşitleri.. uygulanacak kriterler.. tabi ki esaslara bağlanır.. Ben sadece gönlümden geçtiği gibi yazıyorum:
– Van depremindeki arama kurtarma çalışmalarına, yurdumuzun dört tarafından hızır gibi yetişerek katılıp, yüzlerce insanımızı enkaz altından canlı kurtaran o binlerce gönüllü – görevli, yerli – yabancı kahramanımızın her birisine ‘Ulusal Hızır Madalyası ve Beratı’.. ile ‘Ulusal Şükran Belgesi’..
– Bu güne kadar arama kurtarma konusunda topluma yapmış olduğu öncülük sebebi ile, Nasuh Mahruki’ye ‘Ulusal Hızır Madalyası’na ek olarak ‘Örnek Toplum Önderi Madalyası ve Beratı’..
– Mesela Nuri Bilge Ceylan, Fazıl Say, Burhan Öcal, Orhan Pamuk ve Tarkan’a ‘Ulusal Kültür Elçisi’ ünvanı ve beratı.. (Orhan Pamuk’a itiraz edenler De Gaulle’ün Sarte’ın muhalefetini hatırlatanlara.. ‘Dokunmayın. Sarte Fransa’dır.’ dediğini hatırlasın..)
– Beşiktaş’ın Çarşı gurubuna sembolik jestleri ve yardım toplama kampanyası için ‘Ulusal Duyarlılık ve Gönüllü Yardım Madalyası ve Beratı’..
– Her maden göçüğünün ardından toprak altında çalışarak arkadaşlarını kurtarmaya çalışan o kahraman madenci ekiplerimize ‘Ulusal Fedakarlık ve Cesaret Madalyası ve Beratı’..
– Karaya oturmuş bir gemide mahsur kalmış mürettabatı azgın dalgaların içinden canı pahasına kurtaran o kahraman Kıyı Kurtarma Ekiplerimize.. ‘Ulusal Hızır Madalyası’na ek olarak ‘Ulusal Fedakarlık ve Cesaret Madalyası ve Beratı’
– Her büyük yangında kendi evi yanıyormuşcasına canla başla alevlerle boğuşan itfaiyeci kahramanlarımıza da ‘Ulusal Hızır Madalyası’na ek olarak ‘Ulusal Fedakarlık ve Cesaret Madalyası ve Beratı’..
– Kış şartlarında dağlarda, yollarda mahsur kalan çoluk çocuğumuzu kurtarmak için hayatı pahasına ve insan üstü bir gayretle çabalayan karayolları ekiplerindeki kahramanlarımıza da ‘Ulusal Hızır Madalyası’na ek olarak ‘Ulusal Fedakarlık ve Cesaret Madalyası ve Beratı’..
– Zorunlu olmadığı halde uygun gördüğü öğrencilerini karşılık beklemeden fazladan eğiten, onları başarılı kılmak uğruna mesai saatleri dışında emek sarfeden öğretmenlerimize.. Hipokrat yeminine bağlı kalarak hastalarını maddi karşılık beklemeden tedavi etmeyi borcu bilerek ter döken doktorlarımıza, ülkemizi kazandıkları bir dava ile dev boyutta tazminatlardan kurtarmış hukukçularımıza ve bunun gibi kendi mesleğindeki performansı ile çocuklarımıza örnek göstermek isteyeceğimiz tüm insanlarımıza.. ‘Ulusal Üstün Hizmet Madalyası ve Beratı’..
– Kendi hayatını tehlikeye atarak, tanımadığı, akrabası, arkadaşı bile olmayan bir insanımızı boğulmaktan, yanmaktan, ölmekten kurtaran kocaman yürekli, büyük gönüllü, şövalye ruhlu her kahramanımıza ‘Ulusal Cesaret ve Fedakarlık Madalyası ve Beratı’..
– Bir yazarımızın Türkçe eserini yabancı bir dile çeviren yabancılara ve belli başlı yabancı eserleri dilimize kazandıran insanlarımıza ‘Ulusal Kültür ve Sanat Madalyası ve Beratı’..
– Yılmaz Büyükerşen gibi belediye başkanlığını yaptığı şehrin çehresini değiştirmeyi başaran yerel yöneticilerimize ‘Ulusal Yerel Yönetimde Üstün Başarı Madalyası ve Beratı’..
– Bunlara ilave edebileceğimiz o kadar başarılı, fedakar, idealist insanımız var ki..
Evet.. askeri vesayet devri gerçekten bitti ise.. Madalya tekelini de operet generali kılıklı, altıyüzbin liralık OYAK ikramiyeli ihtiyarların elinden alalım..
”Bugüne kadar bu emekli generallere madalya yetiştirmekten size sıra gelmemişti” diye özür dileyerek.. Gerçek hayatın içindeki gerçek kahramanlarımızın göğüslerine en cömert şekilde takmaya başlayalım..
Devlet böyle yapsın derken toplum olarak bizler de kıskançlığı bir tarafa bırakmayı öğrenelim.. ‘Bana yaramayacaksa kimseye yaramasın’ refleksinden ne hayır gördük ki?
İngiltere Kraliçesinin dağıttığı ünvan ve madalyalar örnek alınabilir..
Bazı başarılı futbol adamlarının isimlerinin önünde ‘Sir’ ünvanı yok mu?
Putin’in üç Türk aydınına verdiği Puşkin madalyalarından da ders alabiliriz..
Bizden başka her aklı başında millet böyle yapıyor..
Kendi ecdadımız da böyle yapıyordu..
Kıymet bilmek, takdir etmek erdemdir..
Ayrıca ‘Marifet iltifata tabidir’..
Saygılarımla,
Tevfik İzmirli