Erdoğan’ın oğlu ve damadı ile Yasin El Kadı.. Yakıştı mı?
Merhaba,
Başbakan Erdoğan Dolmabahçe ofisinde elliye yakın basın mensubu ile bir sohbet toplantısı yaptı.
Konuşulanların satır başlarını birçok gazeteciden okuduk.
Basında pek dikkat çekmeyen bir detay, kulağımı fena halde tırmaladı.
Başbakan, oğlu ve damadının Yasin El Kadı ile bir iş ilişkisi içinde görüştüklerini kabul ediyor, bunu eleştirmek isteyenleri haksız bulduğunu söylüyordu.
Başbakan’ın bu konuda dediklerini toplantıya katılan Avni Özgürel’in Radikal’deki köşesinden okuyalım:
”Yasin El Kadı’yı belediye başkanlığım döneminde tanıdım. Aile dostumdur. Daha ötesi Türkiye’yi seven Türk dostu önemli bir iş adamıdır. Ve Amerika’da da Avrupa’da da kendisine yönelik hiçbir kısıtlama yoktur, suçlamalar geri alınmıştır. Şimdi Bilal’le oturdu konuştu diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar… Bilal çalışmasın, iş yapmasın; neden,Tayyip Erdoğan’ın oğlu. Böyle bir mantık olabilir mi? Damadım CEO’su olduğu şirketten ayrıldı…”
Bu lafın son kısmını tam anlayamadım. Başbakan ‘Damadım CEO’su olduğu şirketten ayrıldı…’ derken neyi kastediyor? ‘Bu gibi söylentilerden bıktı, bezdi, ayrılmaya mecbur kaldı…’ mı demek istiyor, yoksa ‘Ayrıldı, dolayısı ile şu anda serbest.. Yeni bir işe girişmesinde yadırganacak ne var?’ anlamında mı söylüyor, bilmiyorum..
İnsan neresinden tutacağını şaşırıyor.
Tayyip Erdoğan bir başbakan olarak bu kadar hukuk kulağından yoksun olabilir mi? Yoksa işi tamamen pişkinliğe mi vurmuş durumda? Her iki ihtimal de birbirinden feci..
Neden mi?
Yasin El Kadı, hakkındaki tüm iddialerı bir kenara koyalım, masumiyeti konusunda Başbakan’ın dediklerini doğru kabul edelim, uluslararası işler yapan önemli bir işadamı ise; bu çapta bir iş adamı ile bir başbakanın oğlu ve damadının ne tür bir iş ilişkisi olabilir?
1. Ortaklık ilişkisi olabilir.
Bu ihtimalde, Yasin El Kadı’nın koyacağı sermayeye karşılık bizimkiler ne koyacaklardır? Böyle bir ortaklıkta azınlık hissesi bile bu gençler tarafından karşılanacaksa.. Ortaya ‘nereden buldun?’ sorusu gelmeyecek midir?
Koyacakları sermaye bir özel ya da kamu bankası tarafından kredi yoluyla sağlanacaksa bu kredinin teminatı olarak hangi varlıklar gösterilecektir?
İster kredi yoluyla, ister özkaynaklardan karşılansın böyle bir sermaye konulması halinde Başbakan bunun açıklamasını nasıl yapacaktır?
2. Kurulacak şirkette danışmanlık ya da profesyonel yöneticilik yapacak olabilirler.
Bu durumda akla gelecek ilk laf ‘Burada nüfuz ticareti yapılıyor’ olacaktır. Yani memlekette yatırım yapmak isteyen bir yabancı milyarder aramış taramış en akıllı, en bilgili, en çalışkan, en güvenilir, en yetenekli iki genç olarak bizim başbakanımızın oğlu ve damadını mı bulmuştur?
Buna evet demek şu koskoca milleti aptal yerine koymak olur.
Kamu gücünü kullanan devlet adamları karşı tavır koymazlarsa, işin prensipini en baştan çizmezlerse onların çoluğuna çocuğuna yaklaşan çok olur. Hele aile üyelerinin yapıları uygunsa. En taze örnek rahmetli Özal’ın ailesi değil miydi?
Bir başbakan izin verirse, yeşil ışık yakarsa, oğluna, kızına, damadına, diğer yakınlarına, hatta eşine ne ballı teklifler yapılır kim bilir.
Bunun çaresi önce yakınlarının göstereceği sorumlu, dikkatli, haysiyetli tutum… Ardından da başbakanın koyacağı kesin kurallar değil midir?
Diyelim ki çocuklar beklenen hassasiyeti göstermediler, böyle işlere kalkıştılar. Tayyip Erdoğan’ın kesin bir tavırla mani olması, hiç olmazsa mani olmaya çalışması gerekmez mi?
Bilal Erdoğan okumuş bir genç. Hem kendisine uygun hem babasına gölge düşürmeyecek işlere kıtlık mı girdi?
İnsanlar ülkelerinin Başbakan’ından özellikle akçeli konularda asil bir duruş beklerken, Başbakanımız ‘Ne var bunda?’ diyerek işin içinden çıkabilir mi?
Hukuken yasak olmayan pek çok işlem vardır.. Vicdana sığmayan, namusa sığmayan, edebe sığmayan, terbiyeye sığmayan..
Ayrıca aynı aileden aynı yıllar içinde bir politik lider ile bir genç zengin çıkacak olursa bunun adı her lisanda aynıdır..
Bunları hatırlatacak kimse de mi kalmadı mı Başbakan’ın yakınında? Biz mi hatırlatalım?
Saygılarımla,
Tevfik İzmirli