“Celal Bayar – Şark Raporu”..1936 Yılında Atatürk’e Sunulan Gizli Rapor
21/09/2010 (Kategori: Seçtiğim Kitaplar)
Merhabalar,
Yıl 1936, Celal Bayar İktisat Vekili. Atatürk’ün talimatı ile Doğu’da bir inceleme gezisi yapar. İzlenim ve çözüm önerilerini bir rapor haline getirir. Raporunda değindiği konuların büyük çoğunluğu ekonomik ağırlıklıdır. Atatürk’ün bölgeye bir yıl önce Başvekil İsmet İnönü’yü gönderdiğini biliyoruz. İsmet İnönü’nün raporu, yetişme tarzına ve mesleğine uygun olarak güvenlik ve asayiş ağırlıklıdır. Atatürk’ün bu defa bölgeyi ekonomiden anlayan bir bakanına inceletmek istediğini anlıyoruz. Bayar dönüşünde, üzerinde “Gayet Mahrem ve Zata Mahsustur” yazan bu raporu, Başvekil İnönü kanalıyla Atatürk’e sunuyor.
Bir raporun, kitabın, anıların yazarı, onları yazarken neler düşünür, amacı nedir? Aynı eseri, belki yıllar sonra eline alacak okuyucu bunlardan ne anlar, neler düşünür? Bu ikisi bazen taban tabana zıt da olabilir.. ama tarih okumanın keyfi da burada.. Bazen yazarın, kendi çağı, o zamanın kafa yapısı, bakış açısı bakımından önemsiz gibi gözüken bir detay, yıllar sonraki okuyucunun zihninde, gider kendi yerini bulur.. sanki bir ‘puzzle’ parçasının kendisini bekleyen boşluğa oturması gibi.. Öyle olur ki, bazen kitabın tek bir cümlesi, kitaba harcadığı zamanı helal ettirir okuyucuya.. Derler ya, “Bazen bir kitap tek bir cümle için yazılır”, diye.. Ben de, “Bazen bir kitap tek bir cümle için okunur” diyorum. Bu kitabın benim için eksik ‘puzzle’ parçası tadında olan paragrafı şu olmuştu.. 64. Sayfadan alıntı:
“….. bu yurttaşları anavatana bağlamak için devamlı çalışmak ister. Kendilerine, yabancı bir unsur oldukları resmi ağızlardan da ifade edildiği takdirde, bizim için elde edilecek netice, bir tepkiden ibaret olabilir. Bugün, Kürt diye, bir kısım vatandaşlar okutturulmamak ve devlet işlerine karıştırılmamak isteniliyor…..”
Atatürk devrinin Kürtlere yönelik polikasının ne kadar yanlış, zararlı ve uzun vadede tehlikeli sonuçlar yaratabilecek bir yol olduğunu, Atatürk’e hitaben başka nasıl ifade etsin? (1950 Yılında başlayan DP İktidarında, üçüncü Cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıkınca, bu politikaları ters yüz etmeye, Kürtleri kazanmaya çaba gösterecektir ama daha öndört yıl vardır o günlere).. Ancak bu kadar kibar ve üçüncü şahış kullanan cümlelerle söyleyebilirdi.. O da öyle yapmış zaten.. Peki tamamlanan ‘puzzle’da hangi resmi görüyor günümüzde okuyucu?
“Ortada neredeyse bir Kürt sorunu değil, bir ‘Atatürk ve Atatürkçü kafadaki Türkler’ sorunu olduğu, Atatürk devrinin ırkçı – faşişt uygulamalarının bu problemi başlattığı, Kürtleri ayaklandıran, Türklere düşman edenin Atatürkçü tavırlar ve politikalar olduğu“, tamamlanmış bir resim gibi durmuyor mu, karşımızda?
Bir de sorum var: “İlk günden içimize İngiliz ajanları sızmış olsaydı, bize Cumhuriyet tarihi boyunca daha zararlı, daha ahmakça bir Kürt politikası uygulatabilirler miydi?”
Düşünmeye değmez mi?
Türkiye, neredeyse doksan yıldır git gide büyüyen bu yaradan kan kaybediyor da..
Bari ölümü buradan olmasa..
O bakımdan sordum..
Saygılarımla,
Tevfik İzmirli
“Gayet Mahrem ve Zata Mahsustur” Damgalı raporun kapağı:
Arka Kapak Yazısı:
Cumhuriyet’in Gözüyle Kürt Meselesi dizisi, Kemalist Devrim’in Doğu’ya ve Kürt meselesine bakışını tarihi belgelere dayanarak aktarmayı amaçlıyor. Dizinin ilk kitabı olarak, eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın Şark Raporu’nu sadeleştirerek yayınlıyoruz. Celal Bayar İktisat Bakanı olduğu dönemde hazırladığı raporda, bölgenin gelişmesi, İstanbul’a ve Türkiye’nin diğer yerlerindeki pazarlara bağlanması için yapılması gerekenleri büyük bir titizlikle inceliyor.
Şark Raporu’nda bölgeyi ve ülkeyi geliştirmek için zamanla yarışan Kemalist Devrim’in, Kürt Meselesi’ne bakışı ile ilgili de son derece önemli ipuçları yer alıyor.
Bayar raporunda, Şeyh Sait ve Ağrı isyanlarından sonra bölgede yaşayan Kürtlere karşı ayrımcı politikalar izlenmemesi gerektiğini ifade ediyor. Şark Raporu’nun bir başka önemli yanı ise, Doğu’da Toprak Reformu’nun öneminin üzerinde ısrarla durmasıdır.
Celal Bayar’ın kızı Dr. Nilüfer Gürsoy’un açıklayıcı sunuşu ile birlikte yayınladığımız Şark Raporu, Kemalist Devrim’in Doğu’ya ve Kürt meselesine bakışını anlamak için son derece önemlidir.