Atılgan Bayar – AKŞAM – Başbakan Davutoğlu

27/09/2010 (Kategori: Seçtiğim Yazılar)

Mademki Başbakan’ın medya yöneticileriyle yaptığı son toplantı, AKŞAM’ın Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya tarafından ‘O artık Köşk Adayı’ başlığıyla tasvir edilip, kayda geçirildi…
O halde, Başbakan kim olacak, sorusunu bir kez daha sormamız gerekiyor.
Twitter’da, çoğunluğunu gazeteciler, siyasiler ve analistlerin oluşturduğu uluslararası bir profile, ‘Erdoğan’dan sonra Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı kim olur,’ sorusunu yönelttim.
Açık ara, Ahmet Davutoğlu ismi ön plana çıkmakla birlikte; Cemil Çiçek, Ali Babacan, Ertuğrul Günay, Bülent Arınç, Abdullah Gül ve Numan Kurtulmuş isimleri telaffuz edildi.
Sonra, Twitter, kendi kendisine aday ilan ettiği bu isimleri teker teker elemeye başladı:
Numan Kurtulmuş: Madem AK Parti’ye başkan olmak istiyordu niçin Saadet’te kaldı? Biraz geç değil mi?
Ertuğrul Günay: AK Parti’nin bütünüyle doku uyumu tutturması mümkün değil. Zaten talip de olmaz.
Ali Babacan: Başarı kaydedemedi, halk nezdinde teveccüh bulamadı. Olgun görünmüyor.
Cemil Çiçek: Çok fazla ‘devlet’ kokuyor. Bu imaj AK Parti’nin ‘sivilleştirici’ işlevine uygun görünmüyor.
Abdullah Gül: Cumhurbaşkanlığından sonra, Başbakanlığa dönmesi hoş bir görüntü arz etmez. Aynı zamanda Tayyip Erdoğan ile rekabet duygusu verir ki, AK Parti’nin bu günlerde hiç de ihtiyacının olmadığı bir gerilime sebep olabilir bu seçenek.
Bülent Arınç: Twitter analistlerinin ortak tahmini, Arınç’ın son noktada Davutoğlu’nu destekleyeceği yönünde.
Ahmet Davutoğlu’na gelince…
Onu akademisyen özelliğinin öne çıkması, halka doğrudan mesajlar vermemesi ve İsrail’e karşı sert söylemler geliştirmesiyle eleştirenler oldu…
Ama, bu eleştiri sahiplerinin de adayı Davutoğlu idi ve şöyle kayıtlar koyuyorlardı:
‘Halka doğrudan mesaj vermekten kaçınması, Başbakan’dan ‘rol çalmama’ bilincine dayanıyor. Bu da negatif değil, pozitif bir özellik.’
Daha şaşırtıcı bir analiz ise, Amerikan think-tank’larını ve Amerikan devlet mekanizmasının ayrıntılarını çok çok iyi bilen bir dostumdan geldi:
‘Davutoğlu’nun Amerika’daki değerlendirilmesi Türkiye’ye yansıtılandan farklı. Davutoğlu’nun tezleri saygıyla karşılanıyor ve ağırlıkla destekleniyor.’
Önümüzdeki günler Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığının konuşulmasıyla birlikte Başbakan adaylarının tartışıldığı günler olacak.
Hiç şüphesiz Davutoğlu ismi ön plana çıkıyor.

Benim tercihim de Davutoğlu
Bize soruyorsun da senin tercihin ne, diyenlere, ‘Hiç şüphesiz Davutoğlu’ diye cevabını verdim.
Zaten, 15 Ekim 2009 tarihinde bu sütunda, Tayyip Bey’in Cumhurbaşkanlığı adaylığı koşullarında tercihimin Davutoğlu olacağını yazmıştım.
Sebeplerini özetleyeyim:
1. Bir ‘Türkiye (ve Dünya) Tasavvuru’na sahip olan ve bunu kavramsallaştırıp, politikaya dönüştürebilen bir bilince sahip.
2. Samimiyet duygusu çok yüksek. Halkla temas ettiği anlarda bu duyguyu muhataplarına çok kolay aktarabiliyor.
3. Dindarlığına rağmen, laisist kamuoyunun AK Parti içinde en beğendiği Bakan. Güvenilir bulunuyor. Bu özelliği ile ‘Kuruluş Felsefesi’ni onarmak ve sıçratmak için Atatürkçü kamuoyunun desteğini de alabilecek bir kimlik.
4. AK Parti tabanının tamamından destek görüyor.
5. Birleştirici özelliği, Cumhurbaşkanlığı sürecinde ‘Ulusun Lideri’ konumuna gelecek Tayyip Erdoğan ile uyumlu çalışabileceğini gösteriyor.
6. Dış dünyada, önce, yer yer şaşkınlık ve reaksiyonla karşılanan görüş ve eylemleri çok kısa süreler sonrasında benimseniyor ve uluslararası destek alıyor.
İlgilisi için 15 Ekim 2009′daki DAVUTOĞLU ANALİZİ’nin linkini veriyorum:

http://www.aksam.com.tr/2010/09/26/yazar/14733/atilgan_bayar/davutoglu_basbakan_olur_mu_.html

http://www.aksam.com.tr/2010/09/27/yazar/18901/atilgan_bayar/basbakan_davutoglu.html