Atılgan Bayar – AKŞAM – “AK Parti-CHP ‘koalisyon’ teorisini nasıl yazdım?”

28/09/2010 (Kategori: Seçtiğim Yazılar)


AK Parti-CHP ‘koalisyon’ teorisini nasıl yazdım?
Uzun zamandır AK Parti ile CHP’nin memleketin yakıcı (milli) konularında ‘koalisyon/ittifak’ kurması zorunluluğunun teorisini yazan tek analist olarak retrospektif bir özet yapmam gerekli oldu sanırım. O teori şöyle kuruldu:

CHP İLE AK PARTİ YAN YANA GELECEK
CHP ‘Demokratik Açılım’ konusunda siyasal iktidara destek olmaz, açılım sürecine ‘kontrollü teminat’ vermezse aslında kendi geleneğinden, Kemalist gelenekten de kopmuş olacak.

AK Parti’nin de, CHP liderliği her ne kadar sekter davranırsa davransın, açılım sürecine katılımını mümkün kılacak mekanizmaları birbiri ardına üretmesi ve tekrar ve tekrar teklif etmesi gerekiyor. Önemli olan, ülke dışından da beslenen siyasal çatışmanın CHP ile AK Parti’nin hiçbir konuda yan yana gelemeyeceği algısını yerleştirmesine engel olmak. (29 Aralık 2009)

CHP-AK PARTİ KOALİSYONU… ÇOK UZAK, FAZLA YAKIN
Kamuya yansıyan, yüksek dozda muhalefete karşın, CHP’nin iktidar koşullarında ‘Demokratik Açılım Süreci’ni savrulmalardan korumaya çalışarak devam ettireceğini tahmin ediyorum. Bu konuda halihazırdaki CHP muhalefeti, ‘biz daha iyisini yaparız’ diye de okunabilir.

CHP ve AK Parti geleneklerinin geçmişte ortaklık deneyimleri olduğunu da unutmayalım. CHP-MSP koalisyonu Türkiye’nin Kıbrıs meselesinde inisiyatif alabilmesini sağlamıştı. (20 Ocak 2010)

AİKİDO
Bu da olası bir referandumun AK Parti saflarına BDP, MHP, BBP ve SP’den seçmen taşıyacağına, bu oyların bir kısmının seçimde de AK Parti’de kalabileceğine işaret ediyor. Madem değişimin tek temsilcisi olarak AK Parti yalnız bırakılıyor; değişim talep eden çoğunluğa da AK Parti’den başka desteklenecek alternatif kalmıyor.


Bu denklem devam eder, bu siyasal partilerin herhangi birinin yönetimi ‘AK Parti ile tematik bazlarda ittifak yapma’nın aslında muhalefet yapmak olduğunu keşfedemezse, Meclis’teki mevcut aritmetiğin seçim sonrasında da aynen süreceğini tahmin edebiliriz. Toplumun kahir ekseriyetinin ‘değişim’ talep ettiği bir dönemde; değişimin tek temsilcisini, değişim taleplerine itiraz ederek veya kayıtsız kalarak yenmek mümkün müdür? (26 Mart 2010)

STATÜKONUN İKİ FUTBOL TAKIMI DEĞİLLERSE EĞER…
AK Parti değişimden yana, statükoyla mücadeleyi sürdürmeyi amaçlıyor… Ama CHP ile dövüşüyor.
Yeni CHP iradesi de değişimden yana, hem kendi içinde, hem dışında, statükoyla mücadele etmeye çalışıyor… Ama AK Parti ile dövüşüyor.
Her ikisi de değişimden yanayken, ikisini birbiriyle dövüştürebilen ‘statüko aklı’na şapka çıkartmak lazım.


AK Parti-CHP koalisyonu veya mutabakatı, Türkiye’de değişimin tamamlanmasının ve ‘kurucu felsefe’nin yeniden üretilebilmesinin anahtarı gibi görünüyor.

Demokratikleşme ve ulusal birlik gibi konularda birbirlerinin rakipleri olmadıklarını daha iyi anladıkları ve anlatabilecekleri bir zaman yaklaşıyor.
Referandum polarizasyonunun yükseldiği bu dönemde, çok anlamlı bulmayabilirsiniz bu analizi.
Ama ben yine de, bir kenara not edin derim… (12 Ağustos 2010)

SEÇİM SATH-I MAİLİNE GİRDİK
Bu sütunu takip edenler, CHP’ye açılım, anayasa değişikliği gibi konularda elini taşın altına koymasını ve değişime ortak olup, ona rengini vermesini teklif ettiğimi okumuşlardır. CHP aklı, değişimin içinde bulunamayanın değişimin kaderinde söz söyleyemeyeceğini idrak etmezse, AK Parti oylarının yüzde 60 bandına yaklaşmasına yardım edecek. (14 Eylül 2010)

….
Dün de Hürriyet gazetesinden Fatih Çekirge, liderler arasındaki temaslara bakarak şöyle yazmış:

‘Yeni anayasa çalışmaları aynı zamanda Türkiye siyasetinin yeni koalisyon ihtimallerini de belirleyecektir. Partiler birbirlerinin zihniyet sınırlarını da etkileyecektir. Bu açıdan bakınca bazı kampların beklediği CHP-MHP koalisyonu gibi bir AK Parti-CHP koalisyonu ihtimali de vardır.’
Bir de şöyle: ‘Koalisyon demek iki siyasi partinin bir ortak projede anlaşarak çalışması anlamına da gelir. Bu kimi zaman hükümet etmeyi paylaşmakla olur. Kimi zaman da mesela yeni anayasa için olur. Kılıçdaroğlu’nun ‘Biz yeni anayasa için görüşmelere hemen hazırız’ sözü bu kapıyı aralamıştır.’

….
AK Parti ile CHP arasındaki ‘koalisyon’ başörtüsü konusuyla başlayacak ve anayasa çalışmalarıyla devam edecek gibi görünüyor. 2006′dan, ‘Türban sorununu CHP çözecek’ analizinden başlayarak, bugüne kadar teoriyi dokuyan olarak şu uyarıyı kayda geçirmek istiyorum: Bu günden sonra, ‘koalisyon’u bozan, siyasal tuzak kuran, cayan taraf kaybedecek. Çünkü bu koalisyon peşinde olduğumuz o şeyin, ‘demokrasinin dili’ni kuracak…
(Koalisyon/mutabakat teorisiyle ilgili daha fazla ayrıntı okumak isteyenler aksam.com.tr arşivinden son iki yıl içindeki analizleri gözden geçirebilir.)

http://www.aksam.com.tr/2010/09/28/yazar/18913/atilgan_bayar/ak_parti_chp__koalisyon__teorisini_nasil_yazdim_.html