Tevfik İzmirli, ‘CHP’de olanları bir ay önceden yazmış! – Önder Sav ve ekibi yerden göğe kadar haklı.. – Gerçek bir Atatürkçü, türbanın ‘T’sine, Kürt’ün ‘K’sine bile dayanamaz..
04/11/2010 (Kategori: Yazılarım, Yorum - Polemik)
Herkese Merhaba,
20 Ekim tarihli yazımı şöyle bitirmişim:
Son söz:
Bu keyfi, gelişigüzel, ayaküstü yapılan ve ilkeli bir temelden yoksun, daha ziyade oy oranını arttırmaya yönelik olarak ve siyasi taktik icabı yapıldığını düşündüğüm, içinde bir miktar Gürsel Tekin populizmi sezilen değişiklikler sonunda, CHP’nin ikiye bölünmese de, bir kopma yaşayarak yoluna devam etmesi, benim açımdan daha kolay anlaşılır bir durum olur.
Görünen köy kılavuz istemez misali o günler geldi çattı.
CHP’de olanları herkes izliyordur. Bir de ben anlatmayayım..
Ancak, bu kavga gürültü içinde Önder Sav ve ekibini son derece tutarlı buluyorum.
Gerçekten Atatürkçü bir çizgi izliyorlar..
Sanki Atatürk halkın ne dediğine kulak mı asardı?
‘O’, doğrunun sadece kendi doğrusundan ibaret olduğuna inanırdı.
‘O’ bir dahiydi.. Her konuda en doğruyu ve tek doğruyu o bilirdi..
Bir emirle şapka devrimi yapmadı mı?
O günden beri hepimiz şapka giymiyor muyuz?
O günden beri Türkler ‘Avrupai’ değil mi?
Bir kanunla tekkeleri, zaviyeleri kapatıp tarikatları yasaklamadı mı?
O günden sonra memlekette tarikat mı kaldı?
Bence Önder Sav ve ekibi en doğru yolu bulmuşlar.. ama biraz eksikleri kalmış..
Önce seçimlere Atatürkçü bir düzen vermeleri gerekir..
Bir kere gericiler şu lanet halkı serbest seçimlere alıştırmış..
Bu serbest seçim denen lüzümsuz maskaralığa bir son vermek gerekir.
Gazi Hazretlerinin devrindeki seçim sistemine geri dönmek şart..
Adayları Önder Sav belirliyecek, seçmenler bu tek listeye oy verecek..
Oy verirken de, oyunu açıkta, göstererek atacak, ama oyların sayımı gizli olarak yapılacak..
Tam Kemalist usulü yani..
Sanki Atatürk’ün önce ‘Dokuz Umde’sinde, sonra ‘Altı Ok’unda demokrasi mi vardı?
Bunlar hep sonradan icad olmuş, Atatürkçülük karşıtı gericilerin marifetleri değil mi?
Ardından ilk iş olarak bir iki tane ‘İstiklal Mahkemesi’ne ihtiyaç olacak..
Şöyle Kel Ali, Kılıç Ali gibi iki üç tane tane vicdansız cellat bulmak lazım ki..
Önder Sav’ın “asın” dediğini, suçlu suçsuz ayırmadan, temyizsiz assınlar..
Birisi Diyarbakır’a, Kürt asmaya.. Birisi İstanbul’a türbanlı – çarşaflı kadınları asmaya, gazeteci asmaya..
Gör bak.. daha mahkemeler yola çıkmadan ortada Kürt kalıyor mu, çarşaflı kadın kalıyor mu?
Bir tane de General Abdullah Alpdoğan bulmak icap eder..
Yoksa Kürt açılımının zehirli gaz tarafı eksik kalıverir..
Atatürk’e yakışmaz..
Bu işleri halledince, ezanı Türkçeleştirme zamanı gelmiş demektir.
Millet babasının cenaze namazında Türkçe selam vermeyi özlemiş, sizi bekliyordur.. hayır dua etmeye..
Ardından ‘Hac’ yasaklanır, herhalde..
Öyle ya, paraları elin Arabına kaptırmanın alemi var mı?
Anıtkabir şurası.. Millet belediye otobüsü ile bile gidip gelebilir..
Hem Ata’mız, Kuran’dan bahsederken “Arapoğlu’nun yaveleri” dememiş miydi?
Arapça Kuran okumak da yasaklansın, bence..
Ata’mız için yazılmış mis gibi Türkçe Mevlid’ler var.. onlar okunur..
Önder Bey’in dünkü konuşmaları içimi iyice rahatlattı..
“Atatürk’ün, İnönü’nün CHP’siyiz”, diyor.. “bizi kimse eskitemez”.. “taviz vermeyiz”.. diyor..
Tam kıvamını bulmuş..
İş sadece yeteri kadar Kemalist seçmen – pardon dilim sürçtü – Samsun’a çıkacak bir gemi bulmaya kalmış..
Ha gayret Önder Bey.. olacak bu iş..